Herkesin neredeyse acı verecek kadar yüksek sesle hapşıran bir arkadaşı veya aile üyesi vardır. Peki bu kulak çınlatan hapşırıklar gerçek mi yoksa bilerek yapılıyor? Hadi bu hapşırıkların ardında yatan sebepler nelermiş birlikte öğrenelim…👇
Kaynak: https://www.mentalfloss.com/posts/why…
Yüksek sesle hapşırma hem kişilik özelliklerinden hem de anatomik faktörlerden etkilenir ve hapşırma şekilleri genellikle kişinin yaşamı boyunca sabit kalır.
Sessiz hapşırma yönündeki sosyal baskının daha az olması nedeniyle erkeklerin yüksek sesle hapşırma olasılığı daha yüksektir. Erkeklerin kadınlara kıyasla daha yüksek oranda “yüksek sesle hapşıran” olduğunu gösteren istatistikler, erkeklerin daha sert hapşırdığını kanıtlamaktadır.
Hapşırma boyutu bilinçaltı eğilimlerden ve bireysel özelliklerden de etkilenebilir. Bu da kişiliğin hapşırma derecesinin değişiminde rol oynadığını düşündürmektedir.
Akciğer kapasitesi ve boyutu gibi anatomik faktörler hapşırık hacmini etkilerken, hapşırmanın şekli (ağızdan veya burundan) hapşırığın sesini ve dağınıklığını belirler.
Hapşırığı tutmanın kan damarlarına zarar vermek, kulak zarını yırtmak ve hatta anevrizmaya neden olmak gibi ciddi sağlık risklerine yol açabilmesi, hapşırığı bastırmanın tehlikelerini vurgulamaktadır.
Nihayetinde, hapşırığı bastırmaktansa hapşırığın doğal olarak ortaya çıkmasına izin vermek daha güvenlidir. Çünkü hapşırığı tutmanın potansiyel zararı, yüksek sesin verdiği rahatsızlıktan daha ağır basar.
